12:02 - Yabancılara konut satışında rekor!
15:11 - Elektrikli süpürge devi otomobil üretecek!
14:15 - TÜRGEV’in sunucuları hacklendi!
12:59 - Twitter’da devrim gibi yenilik!
13:02 - Kaybolan Honor modelini bulana ödül!
11:23 - Uzun zamandır beklenen Samsung Galaxy A8 güncellemesi geldi
15:06 - YSK’dan flaş KHK’lı seçmen kararı!
Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Türker Çetin, anemi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.
Ciltte soluk görünüm, efor kapasitesinde azalma, büyük ve küçük tansiyon arasındaki farkın artması, nabzın hızlanması gibi belirtilerle kendini gösteren “anemi” yani kansızlık, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. İş performansı ve yaşam kalitesini azaltan kansızlığın tedavi edilmesi için altta yatan nedenlerin belirlenmesi ve doğru tedavi planlaması yapılması büyük önem taşıyor.
Anemi, alyuvarların içinde bulunan ve kana kırmızı rengini veren hemoglobin maddesinin azalmasıdır. Aneminin ortaya çıkmasındaki temel nedenler; kan kaybı, alyuvarların yeterince yapılamaması ve alyuvarların kısa sürede parçalanmasıdır. Özellikle mide-bağırsak sistemindeki kanamalar ve kadınlarda adet kanamalarının yoğun olması uzun süreli kan kaybına ve buna bağlı olarak kansızlığa neden olabilir.
Alyuvarların yapımında azalma, demir, vitamin B12, folik asit, riboflavin ve bakır gibi bazı besin maddelerinin günlük ihtiyaçtan daha az alınması veya sindirim sisteminden emilememesi sonucu gelişebilir. Alyuvarların yapısı normal değilse, dolaşıma çıkmadan kemik iliğindeyken veya dolaşıma çıkınca kısa sürede parçalanır, bu durum da kansızlığın ortaya çıkmasına neden olur.
Hemoglobinin en önemli görevi, akciğerlerden alınan oksijeni vücuttaki hücrelere taşımaktır. Alyuvarlarla taşınan hemoglobin miktarı azalınca hücrelere gereken oranda oksijen gidemez. Anemi hastalarında efor kapasitesinde azalma, erken belirti olarak ortaya çıkar. Daha önce yapılan aktivitelerde zorlanmayan kişide aynı miktardaki eforla daha çabuk yorulma, güçsüzlük, çarpıntı ve nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkar.
Hemoglobin miktarı azaldıkça bu belirtiler daha şiddetli ve çabuk gözlenmeye başlar. Kansızlığın aşırı olduğu durumlarda istirahat halinde bile halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, çarpıntı ve nefes darlığı belirtileri görülebilir. Göz kararması, baş dönmesi, kulak çınlaması, el ve ayaklarda soğukluk diğer yakınmalardır.
Anemide doğru tanı için hastanın şikayetlerinin neler olduğu ve nasıl geliştiği bilinmelidir. Önemli bir ipucunu kaçırmamak için hastanın geçirdiği önemli sağlık problemleri, aile öyküsü, varsa kullandığı ilaçlar, mevcut hastalıklar değerlendirilir. Ardından vücuttaki tüm sistemleri içeren ayrıntılı bir muayene yapılır. Gerekli tetkikler yapılarak aneminin neden geliştiği belirlenir.
Aneminin türüne göre kan verilmesinden kemik iliği nakline kadar pek çok tedavi seçeneği uygulanıyor
Tedavide en etkin yaklaşım altta yatan nedenin tedavi edilmesidir. Örneğin, sindirim sistemi kanamasına neden olan ülserin tedavi edilmesi kanamayı durdurur. Eş zamanlı demir verilmesi demir eksikliğini giderir ve anemi tekrarlamaz. Aksine, sadece demir eksikliği nedeniyle demir verilirse bir süre sonra devam eden kanamalara bağlı demir yine azalarak anemi tekrarlar. Adet kanaması yoğun olan kadınlarda hormonal destekle adetler düzenli hale getirilmelidir. Kanda eksik olan maddeler takviye edilir.
Demir eksikliğinde demir, vitamin B12 eksikliğinde vitamin B12, folik asit eksikliğinde folik asit, kronik börek yetmezliğinde eritropoietin verilir. Anemi yaşam kalitesini düşürecek kadar ciddi boyuttaysa kan nakli yapılır. Bağışıklık sisteminin alyuvarlar yapımını durdurduğu veya parçaladığı durumlarda bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar kullanılır. Aşırı alyuvar parçalanmasına yol açan çeşitli durumlarda dalak alınabilir. Anemiye yol açan ilaçlar kesilir. Kemik iliğinin hastalıklarına bağlı kansızlıklarda kemik iliği nakli de seçenekler arasındadır.
HABER 7