Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün AK Parti’ye üye olduktan sonra yaptığı konuşmada AB’ye yüklenmişti.

Avrupa’nın güçlenen Türkiye’nin önünü kesmek için PKK gibi örgütlere her türlü desteği verdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi de ’Peki, bundan sonra ne yapacağız?’ diyorlar. Bugüne kadar ne yaptığınız ortada. Bundan sonra yapacağınız bir şey var. Bugüne kadar açmadığınız şu fasılları, açmaktan başka çareniz yok. Bunu açarsanız ne ala, açmadığınız takdirde güle güle. Türkiye, bunların kapıkulu değildir. Bugüne kadar ne söylendiyse bunlar yerine gelmiştir. Bir haber, dün alıyorum. Yakında NATO zirvesi var. Orada görüşme talepleri var. Yukarıdan aşağıya 5 madde saymışlar. O 5 maddeye bakıyorum. İlk adımı Türkiye’nin atması gerekir, OHAL’in kalkması gerekir. Geçin bunları, geçin. Siz ne yapacaksanız, onu söyleyin. Sen önce git, Fransa’daki OHAL’i kaldır. Biz bu terörle mücadeleyi neyle vereceğiz? Bizde devleti yıkmaya yönelik bir darbe teşebbüsü var, şehitlerimiz var, gazilerimiz var; biz OHAL ilan edemeyeceğiz. Beyefendilerden izin alacağız. Böyle bir şey olabilir mi? Onlara söyleyeceğimiz tek şey, önce bu fasılları halledeceksiniz. Verdiğiniz sözleri tutacaksınız. Ondan sonra masaya oturur, konuşuruz. Aksi takdirde sizinle görüşecek bir şeyimiz kalmadı.” demişti.

KATİ PİRİ CEVAP VERDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine ise AP Türkiye Parlamentosu Türkiye raportörü Kati Piri cevap verdi. “Türkiye gerçekten üyelikle ilgileniyor olsaydı, Ankara’nın bunu göstermesi gerekirdi” ifadelerini kullanan Piri, yeni bir faslın açılmasının ise ‘kesinlikle söz konusu olmadığını’ dile getirdi.

Piri, “AB’ye girmek isteyen, kriterleri yerine getirmek zorunda. Ama Türkiye’de bunu hiç göremiyorum. Bu yüzden müzakerelerin kesilmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

Venezuela’da kritik gün!

ALMAN DIŞİŞLERİ BAKANINA TEPKİ

Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’i de eleştiren Piri, Gabriel’in Ankara’ya yönelik politikasını değiştirmesi talebinde bulundu. Piri, “Gabriel Türkiye ile üyelik müzakerelerinin kesilmesine direnişiyle, Avrupa Birliği’nin inandırıcılığını tehlikeye sokuyor ve Türk vatandaşlarının anayasa reformuna Hayır diyen yarısının görüşünü hiçe sayıyor.” şeklinde konuştu.