SON DAKİKA

Jokerhaber

Kılıçdaroğlu: Öyle asarım, keserim, denize dökerim ile olmaz!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin milletvekili Hüsnü Bozkurt’un tepki gören açıklamalarını tasvip etmediğini söyleyerek, “Asarım, keserim, denize dökerim… bunlarla olmaz.” dedi.

Kılıçdaroğlu: Öyle asarım, keserim, denize dökerim ile olmaz!
Bu haber 04 Nisan 2017 - 13:32 'de eklendi ve 96 views kez görüntülendi.

Ankara’da Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Ankara Toptancıları (GİMAT) esnafıyla bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Şırnak’ta 3 askerin şehit olduğunu ve terörden bıktıklarını söyledi. 

Terör olmasın diye kendilerinden ne istendiyse her türlü desteği verdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Çünkü terör ortak sorunumuz. Terörün sağı, solu olmaz. Kim, hangi gerekçeyle yapıyorsa yapsın teröre karşı hepimizin milli bir duruş sergilemesi lazım. Bıktık artık bundan. Bizden ne isteniyorsa hepsini yapmaya hazırız. Yeter ki bu terör belasından bu ülkeyi kurtarmış olalım. Kurtaracağız inşallah. El birliğiyle gönül birliğiyle kurtaracağız.” dedi.

“ÖYLE ‘ASARIM, KESERİM, DENİZE DÖKERİM’ BUNLARLA OLMAZ!”

Türkiye’nin barışa ve huzura ihtiyacı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP Konya Milletvekili Bozkurt’un katıldığı bir televizyon programında ‘evet’ diyenleri denize dökecekleri yönündeki açıklamasına da tepki gösterdi. Her arkadaşının ve siyasetçinin diline hakim olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Kullanacağımız dil çok ama çok önemlidir. Her seferinde, referandum sürecinde de olan olaylarda da hep şunu söyledim. Diline hakim olamayan, memleketi iyi yönetemez. Demek ki önce dilimize hakim olacağız. Milli iradenin üzerinde hiçbir güç yoktur. Öyle ‘Asarım, keserim, denize dökerim’ bunlarla olmaz. ‘Hayır, oyu kullananlar teröristtir’ diye suçlama yapıldı; çıktım şunu söyledim. ‘evet’ oyu kullananın da ‘hayır’ oyu kullananın da başımın üstünde yeri vardır; dedim. Referandum yapıyoruz, vatandaşımız sandığa gidecek. Aklında ölçecek, tartacak, biçecek, vicdanının sesini dinleyecek. ‘evet’ veya ‘hayır’ diyecek. Hiçbir zaman kimseyi suçlamadım. Hiçbir arkadaşımın da suçlamasına izin vermem ve doğru da bulmam. Bir referandum yapıyoruz, kavga yapmıyoruz. Her arkadaşımın, her siyasetçinin diline hakim olması lazım. Sadece içeride değil, dışarısı için de öyle olması lazım.” dedi.

“ÜÇ TANE ALKIŞ GELDİ DİYE DİLİNE HAKİM OLAMAMAK DOĞRU DEĞİL”

CHP’li Bozkurt’un açıklamasını doğru bulmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Üç tane alkış geldi, diye diline hakim olamamak doğru değildir. O zaman o siyasetçi, çabuk gaza gelir ve memleketi felakete götürür. Sağduyulu olmak, artıyı ve eksiyi bir arada görmek hepimizin görevidir. O nedenle konuşmayı tasvip etmediğimi dün televizyonların genel yayın yönetmenlerinin önünde de söyledim. Doğru bulmuyoruz. Bu memleketin huzura ihtiyacı var. Birlikte yaşama irademizi ortaya koymak zorundayız. Biz dostu çok olan bir ülke değiliz. Kim bizim dostumuzdur, diye dönüp, geriye baktığımızda tarihsel sürece bakacağız. Milli Kurtuluş Savaşı’nda bize kim yardım ettiyse gerçek dostlarımız onlardır. Onun dışında ülkelerin çıkarları vardır. Devletler, dış politikalarını çıkarları üzerine inşa ederler. Kavga etmezler o nedenle. ‘Asarım, keserim, vururum, öldürürüm, şuraya giderim’ lafla peynir gemisi yürümez.” diye konuştu.

“‘HAYIR’ ÇIKARSA CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI TARTIŞILMAZ”

Anayasa değişikliğine ilişkin referandumdan ‘hayır’ oyu çıkması halinde, cumhurbaşkanlığı makamının tartışmalı hale gelmeyeceğini de ifade eden Kılıçdaroğlu, “‘Hayır, çıkarsa cumhurbaşkanı makamı tartışılır’. Niye tartışılsın? Cumhurbaşkanını biz seçtik, millet seçti. Milletin seçtiği biri tartışma konusu olur mu? Hayır, olmaz. Milletin tercihine herkes saygı duymak zorundadır. Biz de saygı duyacağız. Makamını tartışma konusu yapmak, asla değil. Cumhurbaşkanlığı bizim ortak paydamızdır. 80 milyonu temsil eder.” şeklinde konuştu.

“MECLİS’İ FESHEDİP, SEÇİME GÖTÜRME YETKİSİ VERİYORUZ”

Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının hiçbir gerekçe göstermeden Meclis’i feshetme yetkisine sahip olacağını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Anayasa değişikliğiyle Sayın Cumhurbaşkanı, arzu ettiği zaman ve hiçbir gerekçe göstermeden Meclis’i feshedip, seçime götürme yetkisi veriyoruz. Mevcut anayasada da var bu; ama mevcut anayasada şöyle: Seçimlerden sonra 45 gün içinde hükümet kurulamazsa cumhurbaşkanı, memleket hükümetsiz kalmasın; diye Meclis’i feshedip, erken seçime götürebiliyor. Gerekçesi var. Nedir? Türkiye, hükümetsiz kalmasın. Yeni düzenlemede de hiçbir gerekçe göstermeye gerek yok. Zaten hükümet var. Hiçbir gerekçe olmadan arzu ettiği zamanda seçime götürebilecek. TBMM, milletin iradesiyle seçilip, parlamentoya giden insanlardan oluşuyor. Milli irade orada temsil ediliyor. Milli iradeyi fesih yetkisini bir kişiye verelim mi, vermeyelim mi? Soru budur. Deniyor ki ‘Seçime gittiği zaman kendisi de seçime gidecek’. Olabilir. Sorun, bir kişiye milli iradeye feshedip, etmeme yetkisi verelim mi, vermeyelim mi? Soru budur.” ifadelerini kullandı.

İSTEDİĞİNİZ GAZETECİLERİ ÇAĞIRIN TELEVİZYONDA KONUŞALIM

Kendisine yönelik ‘Yalan söylüyor’ eleştirilerine de yanıt veren Kemal Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Ben bunları anlatınca diyorlar ki ‘Kılıçdaroğlu, doğruları söylemiyor; yalan söylüyor’. Gülüyorum tabii. 18 madde, hani bin madde olsa deriz ki ‘Şunu anlayamadık’; 18 madde. Kendilerine çağrı yapıyorum. Benim bir televizyon kanalım yok. Onların yüzlerce televizyon kanalı var. Benim öyle arkamdan koşturan, bana destek veren yüzlerce gazeteci yok. Onların binlerce gazetecisi var. Diyorum ki sizin istediğiniz televizyon kanalı olsun, ne olacak. Hangisini arzu ediyorsanız. Gazetecileri de ben davet etmeyeyim. Siz davet edin, arzu ettiğiniz gazeteciler. Hatta en çok bana kızan gazetecileri siz davet edin. Siz yarım saat konuşun, ben 15 dakika konuşacağım. Vatandaş da evinde otursun; kim doğru, kim yanlış söylüyor kararını versin. Niye 16 Nisan’dan sonra? Anayasayı tartışıyoruz. ‘Kavgaya niyetimiz yok’. Niye kavga edelim. Anayasa değişikliği hepimizin anayasası olacak.”

“YENİ MODELDE ÇİFT BAŞLILIK OLACAK”

‘Çift başlılık’ tartışmasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Başbakanlığı niye kaldırıyoruz? Cumhuriyetin kuruluşundan beri başbakanlık var. ‘Efendim, devlette çift başlılık var.’ Devlette çift başlılık yok, ne çift başlılığı? Cumhurbaşkanı var mı? Var, bir kişi. Hani 5 tane cumhurbaşkanı olsa dersiniz ki ‘Bunların her birisi ayrı telden çalıyor. Sayıyı 1’e indirelim’. Başbakan bir kişi. Nerede çift başlılık? Yeni modelde çift başlılık olacak. Nasıl? Çünkü hem başkan hem partisinin genel başkanı olacak. İlde cumhurbaşkanını hem partisinin il başkanı hem vali temsil edecek. Böyle bir devlet yönetimi dünyanın hangi ülkesinde var? Partinin il başkanı cumhurbaşkanını temsil edecek. Böyle bir model ben hiçbir ülkede görmedim.” dedi.

“ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE TÜRKİYE HUKUK DEVLETİ OLMAKTAN ÇIKACAK

Anayasa değişikliğiyle Türkiye’nin hukuk devleti olmaktan çıkacağını savunan Kılıçdaroğlu, “Yeni anayasa değişikliği iki sınıflı bir toplum yaratıyor. Bir, üstünlerin olduğu bir toplum ve onların hukuku ayrı; altta garibanlar, onların da hukuku ayrı olacak. Neden? Çünkü bir parti devleti kurulacak. Cumhurbaşkanı partili, başkan yardımcılarının tamamı partili, bakanların tamamı partili, AYM üyelerinin en azından 15’ini 12’si partili, HSK’nın yarı üyesi partili, cumhuriyet başsavcısı partili, valisi, kaymakamı partili. Peki, ne olacak bu memleketin hali? Türkiye, nereye gidiyor? Ve onlar hiçbir zaman hesap vermeyecek. Onlara kimse dokunmayacak; ama size herkes gelip, dokunabilecek. Bir sabah derdest edilebilirsiniz hiçbir yasal engel yok. Hakkınızı bile arayamayacaksınız. Türkiye’yi itibar kaybedecek. Hukuk devleti olmaktan Türkiye çıkmış olacak. Üstünlerin hukukunun olduğu bir devlet yapısı çıkacak ortaya, hukukun üstünlüğü değil.” diye konuştu.

“DÜNYANIN EN YOKSUL 20 ÜLKESİNDE BAŞKANLIK SİSTEMİ VAR”

Türkiye’nin anayasa değişikliğiyle sonu belli olmayan bir maceraya sürükleneceğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “12 Eylül askeri darbesinin anayasası geldi. Yüzde 91.7 ‘evet’ çıktı. Şimdi hepimiz şikayet ediyoruz. 2010 anayasa referandumu, yüzde 58 kabul çıktı. Biz değil, iktidar partisi de şikayet ediyor; ‘Nasıl oldu bu’ diye. Şimdi tamamını yeniden değiştiriyoruz; ama sonu belli olmayan bir maceraya Türkiye’yi sürükleyerek. Bu anayasa değişikliğiyle hem freni olmayan hem de nereye gittiği belli olmayan bir otobüse 80 milyonu bindiriyoruz. Dünyada en gelişmiş 20 ekonomi; başkanlık sistemi ABD’de var ki bizimkiyle hiçbir ilgisi yok. Başkan, hakim bile büyükelçi bile tayin edemez. Onun dışındaki devletlerin tamamı parlamenter sistemdir. Dünyanın en yoksul 20 ülkesine bakın, başkanlık sistemi hepsi. Başkan çok zengin, altta halk sefalet içinde.” diye sözlerini tamamladı.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER
SON DAKİKA