12:02 - Yabancılara konut satışında rekor!
15:11 - Elektrikli süpürge devi otomobil üretecek!
14:15 - TÜRGEV’in sunucuları hacklendi!
12:59 - Twitter’da devrim gibi yenilik!
13:02 - Kaybolan Honor modelini bulana ödül!
11:23 - Uzun zamandır beklenen Samsung Galaxy A8 güncellemesi geldi
15:06 - YSK’dan flaş KHK’lı seçmen kararı!
15 Temmuz’un ardından firar eden Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat’ın meslekten ihraç edilen hâkim eşi Suzan Polat, itirafçı oldu. Youtube’a getirilen yayın yasağını Cemaatçi hâkim akrabasının tavsiyesi üzerine kaldırdığını söyleyen Polat, TSK içindeki 20 subayı da deşifre etti.
Darbe girişiminde FETÖ’cü subayların Kara Harp Okulu’ndaki eylemlerini organize eden dönemin Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Albay İlhami Polat’ın hâkim eşi Suzan Polat, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanıp serbest kaldı. Deşifre olmamış 20 subayı deşifre eden Polat, 2014’ün mart ayında Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan gizli güvenlik toplantısının ses kayıtlarının yayınlanmasını engellemek amacıyla Youtube’a getirilen yayın yasağını, Cemaatçi olan bir hâkim akrabasının tavsiyesi üzerine kaldırdığını söyledi. HSYK tarafından meslekten ihraç edilen Polat’ın ifadesi şöyle:
EŞİMLE ‘ABLA’ TANIŞTIRDI:
Hukuk fakültesinden mezun olduktan sonra eşim İlhami Polat ile tanıştım. Tanışmamı Cemaat ‘abla’sı olan ve Amerika’da olduğunu bildiğim Emine A. sağladı. Emine A.’nın eşi Ertuğrul A.’nın da eşim ve Kurmay Albay Ahmet Zeki’nin ‘abi’si olduğunu eşimle evlendikten sonra öğrenmiştim.
CEMAAT’TEN BAHSETMEDİ:
Askerlerin ve üstlerinin olduğu toplantılarda eşim alkol alırdı. Ancak normal hayatında alkolden uzaktı. Eşim o zamanlar Ağrı Doğubayazıt’ta üsteğmen rütbesindeydi. Cemaat’le ilgili bana hiçbir şeyden bahsetmiyordu. Normal Türk askeri gibiydi.
AYDA BİR ABİLERE GİDERDİ:
Tekirdağ Çerkezköy’de çalışmaya başladık, kendisi kurmay yüzbaşıydı. İlhami, “Abi” dedikleri ve Çorlu’da bulunan kişilere gidip geldiğini bana söyledi. Ayda bir kez görüşmeye gidiyor, telefonunu kapatıyordu.
‘DAHİL OLMAK İSTİYORSAN’:
Eşimin daha sonra Genelkurmay Başkanlığı’na tayini çıktı. Yargıtay Tetkik Hâkimliği’ne geçtim. Burada çalışırken Cemaatçi olduğunu bildiğim mesai arkadaşım Fatma Betül Ö. beni yemeğe davet etti. Fatma, 4 kardeşti ve eşi de hâkimdi. Bana “Eğer bizim yargıdaki Cemaat’e dahil olmak istiyorsan, maaşının belirli bir oranını bize vermem gerekiyor” dedi. Kabul etmedim. Fatma bir daha beni toplantılara çağırmadı.
TELKİNDE BULUNDULAR:
Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada (Dışişleri Bakanlığı’nda yapılan gizli güvenlik toplantısının ses kayıtlarının sızdırılması soruşturması) dosya istemeden evrak üzerinden, neden karar verdiğim sorulmuştu. Bu konuyla ilgili mahkememizin verdiği Youtube’un kapatılması kararına itiraz edilmişti. İtiraz üzerine konuşma içeriklerini bildiğim için dosyayı sehven istemedim, bu usul eksikliği olabilir, ancak ne şekilde karar vermem konusunda araştırma yaptım. Cemaatçi olarak bildiğim, aynı zamanda eniştem olan Hâkim Fatih Özaydın, Yargıtay 13. Ceza Dairesi’nde tetkik hâkimidir. Bu karardan bir gün önce Fatih, telefonla beni aradı. Beni adliyenin karşısındaki lokantaya çağırdı. Bana orada bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararı olduğunu, bu karar doğrultusunda karar vermem gerektiğini söyledi. Kendisi Gölbaşı’na gelmeden önce de beni arayıp “Gölbaşı’nda mısın? Oraya geliyorum, bir husus görüşeceğiz” demişti. Bu şekilde eniştem vasıtasıyla bana telkinde bulunup bu şekilde karar verdirdiler.
‘EMİR BÜYÜK YERDEN’:
Eşimi en son 16 Temmuz sabahı gördüm.15 Temmuz günü öğlen eve gittim ve eve gittiğimde İlhami evdeydi. Misafirlerinin geleceğini söyledi. 2 kişi geldi, gelenlerin kim olduğunu bilmiyorum. Yarım saat konuşup sonra hep beraber ayrıldılar. Kendisi heyecanlıydı, tedirgindi. Ancak bana bir olaydan bahsetmedi. Eşimi sabah gördüğümde bana kendisini affetmemi, emrin büyük yerden olduğunu, Fethullah Gülen’in emir verdiğini söyledi. Şu an nerede olduğunu bilmiyorum.
HABERTÜRK