12:02 - Yabancılara konut satışında rekor!
15:11 - Elektrikli süpürge devi otomobil üretecek!
14:15 - TÜRGEV’in sunucuları hacklendi!
12:59 - Twitter’da devrim gibi yenilik!
13:02 - Kaybolan Honor modelini bulana ödül!
11:23 - Uzun zamandır beklenen Samsung Galaxy A8 güncellemesi geldi
15:06 - YSK’dan flaş KHK’lı seçmen kararı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimiz 15 Temmuz’da mesajını açık ve net bir şekilde vermiştir, ‘bizim bu ülkeden başka vatanımız yoktur ve bu ülkemizi de bu sapıklara bırakmayacağız’ demiştir.” dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Oda ve Borsa Başkanları ile İstişare Toplantısı’nda konuştu.
Türkiye’nin en kanlı darbe girişimini, siviliyle, polisiyle, askeriyle 238 evladının şehadeti, 2 bin 197 evladının yaralanmasıyla geride bıraktığını belirten Erdoğan, bir kez daha şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara da Allah’tan acil şifa dileğinde bulundu.
“Milletimizi Rabbim bir daha böyle bir imtihana tabi tutmasın.” ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Aslında biz ülke, millet olarak darbelerle, darbe girişimleriyle, terör eylemleriyle, ihanetlerle ilk defa karşılaşmıyoruz. Sadece 93 yıllık cumhuriyet tarihimizde dahi 2 darbeye, pek çok darbe girişimine, muhtıralara, ASALA’dan PKK’sına, DHKP/C’sinden DAİŞ’ine kadar pek çok terör örgütünün eylemlerine maruz kaldık. Siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, diplomatik ihanetleri, ihanet girişimlerini saymıyorum bile.
Tabii burada sorulması gereken soru şu; bu ülke, bu millet niçin bu kadar çok saldırıya maruz kalıyor? Elbette bizim dışımızdaki ülkelerde, hepsinin süt liman olduğunu, oralarda her şeyin güllük gülistan olduğunu söylemiyorum. Her devletin, her toplumun kendisine göre sıkıntıları, sancıları var. Ama biz neredeyse onların tamamının yaşadığı kadar sıkıntıyı tek başımıza göğüslemek zorunda kalıyoruz. Dikkat ediniz, bugün dünyada dış kaynaklı terör eylemlerine maruz kalan ülke yok mu? Var. Kendi topraklarındaki birtakım grupların yol açtığı terör sorunuyla uğraşan ülkeler yok mu? Var. Darbelere, darbe girişimlerine maruz kalan ülkeler yok mu? Var. Sığınmacı akınına uğrayan ülkeler yok mu? Var. Kendisine önemli devletlerin kurumları tarafından verilen sözlerin tutulmadığı ülkeler yok mu? Var. Gizli, açık ekonomik, siyasi sabotaja uğrayan ülkeler yok mu? Var. Türkiye’nin farkı, bunların hepsini de eş zamanlı yaşıyor olmasıdır. Bunca tehdide aynı anda maruz kalıp da dimdik durabilmeyi, hiç şaşmadan hedeflerine doğru yürümeye devam etmeyi başaracak Türkiye’den başka ülke var mıdır, işte onu bilmiyorum.”
“MİLLETİM GÖĞSÜNÜ SİPER ETTİ”
“Bir taraftan terörle mücadele ederken diğer taraftan da bütün terör örgütlerinin ortağı durumunda olan Fetullahçı Terör Örgütü’nün bu darbe girişimini püskürttük.” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Ama bunu sizlerle beraber yaptık. Bunu işte o akşam çağrımıza uyan, elhamdülillah, milletimizle beraber yaptık. Bu millet, alnı öpülesi bir millettir. Şair diyor ya, ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan.’ Elhamdülillah millet arkamızdan yürüdü. Bizi yalnız bırakmadı. Biz de yalnız bırakmadık, bir anda hepsi meydanlara, havalimanlarına doldu, doluştu ama farkı var. Neydi? Bizim milletimiz tankların altına yattı, F16’lardan, F4’lerden kaçmadı, helikopterlerin o bütün mermilerine karşı göğsünü siper etti. Diyor ya, ‘Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın.’ Benim milletim göğsünü siper etti, bu hayasızca akını püskürttü çünkü istiklalinin de istikbalinin de sigortası imanıydı. Uzun yıllardır hep altını çiziyorum; bu coğrafyada bin yıldır, vatan olarak belirlediğimiz günden beri kesintisiz mücadele içindeyiz. Şayet bu mücadeleyi bırakırsak hem vatansız hem devletsiz kalırız.”
“15 TEMMUZ BU MİLLETİ BAYRAKSIZ, VATANSIZ, DEVLETSİZ, BIRAKMA GİRİŞİMİDİR”
Her fırsatta, “Bizim Rabia’mız var. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” dediğine işaret eden Erdoğan, “İşte bu yalın gerçeği anlatmaya çalışıyorum. Hiç şüpheniz olmasın, 15 Temmuz bu milleti bayraksız, vatansız, devletsiz, bırakma girişimidir çünkü bu girişimde bulunan ihanet şebekesinin ne millet diye ne bayrak diye ne vatan diye ne devlet diye bir derdi yoktur. Onlar sözüm ona kendilerini dünya vatandaşı sayıyorlar.” şeklinde konuştu.
“AMERİKA’YI DA ELE GEÇİRECEKLER HA”
“FETÖ’nün, örgütlendiği 160 ülkenin tamamını güya vatan kabul ettiğine” dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“Eninde sonunda oraları ele geçirecekleri söyleyecek kadar bu konuda öz güven sergilemeye çalışıyorlar. Amerika’yı da ele geçirecekler ha. Öyle diyorlar ve bunu da oraya yerleşmek suretiyle, ‘İşte bak, oradan bu işi yönetiyoruz…’ Hava bu. Bu bakımdan sadece itikadi olarak değil milli olarak da sapkın bir örgütle karşı karşıyayız. 15 Temmuz’da çok şehit verdik, çok yaralı verdik, çok büyük tehlike yaşadık ama 15 Temmuz’un en büyük kazanımı milletimizin tüm fertleri ve kurumlarıyla bu ihanet şebekesinin gerçek yüzünü görmesi, maskesini indirmiş olmasıdır.”
Erdoğan, milletin 15 Temmuz’da, “Bizim bu ülkeden başka vatanımız yoktur ve bu ülkemizi de bu sapıklara bırakmayacağız.” dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin o gece köken, meşrep, parti farkı gözetmeksizin sokaklara dökülerek “Bizim birlik, beraberlik ve kardeşlikten başka güvenecek dalımız yoktur.” dediğini de anımsattı.
Bunun asla bir içe kapanma refleksi olmadığını vurgulayan Erdoğan, dün gece TOBB’un hastanesinde 19 gündür yaralı olan ancak şehit düşen Oğuzhan Yaşar’ın ailesini ziyaret ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“23 yaşında 1.95 boyunda bir fidan, dünya güzeli bir fidan. Şehadetle bir başka güzelleşmiş. Morgda da cemalini bir göreyim istedim. İndim bir de cemalini izledim. 23 yaşında, sol gözünden aldığı şarapnel parçası ile beyni parçalanıyor ve o şekilde şehadet şerbetini içerek Rabbime yürüyor. Bu gençleri bu yola sevk eden nedir? Allah’a olan kulluk, şehadete olan aşk, bu vatan, bu millet, bu bayrak için yürüyüştür. Askerden yeni geldi, Erzurum’un Şenkaya ilçesinden bir gencimiz, dalyan gibi maşallah. Baba, dedeler, hiçbirisinde de gözyaşı yok. Bende var, onlarda yok. Onlar hala nasihat ediyorlar bize. Bir evladı kalmış, Kadir’i, ‘O da bu yola adanmıştır Cumhurbaşkanım.’ diyor. Bu, dikkat edin, Şenkaya’da 20 tane, devletin de verdiği imkanlarla hayvan besleyen emekli bir ailenin evladıydı. Yarın defnedecekler. Rabbim şehadet makamında sevgili Peygamberimize komşu eylesin.”
“TEK SİLAHLARI İMANLARIYDI…”
Bu imanın çok büyük olduğuna işaret eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde de Oğuzhan’la beraber şehit sayısının 6’ya yükseldiğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
“Düşünebiliyor musunuz, zerre kadar insanlıktan nasibini almış olan birileri bombayı gelir de şu Külliye’nin önünde elinde bayraktan başka silahı olmayan insanların üzerine yağdırabilir mi? Onların elinde silah yoktu. Tek silahları imanlarıydı, bayraklarıydı. Bomba yağdırdılar, bir hanım kardeşimizin başı gövdesinden ayrıldı, şuradaki kongre merkezimizin çatısına uçtu. Bunları yaşattılar bize.
Şimdi ben daha önce tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet dediğim, öyle tanımladığım bu takıma birileri cemaat diyor, bunların cemaatle memeatle alakası yok. O diğer cemaatlere hakaret olur. Bunlar tam bir terör örgütüdür. Bu terör örgütü, Fetullahçı Terör Örgütü bu ülkede ne yazık ki aileleri birbirinden ayırdı. Anayı kocasından, evladından ayırdı. Aynı şekilde babayı. Bu hale getirdiler. Hatırlarsanız bunları ben hep ‘haşhaşi’ diye andım. Bunlar Hasan Sabbah’ın izinden gidenler. Bunlar orayı takip edenler. Onların da çok zeki, iyi yetişmiş kadroları vardı. Bunların da iyi yetişmiş, çok zeki kadroları var. Şeytan da çok iyi yetişmişti ve meleklerin içerisinde en alimiydi. Ama Allah’a ilk isyan eden kim oldu? O oldu. Ne dedi, ‘Onları topraktan, beni ateşten yarattın.’ dedi. ‘Ben daha kıymetliyim.’ dedi. İlk isyan eden oldu.”
“GEVŞEMEK YOK…”
FETÖ’nün Allah’ı, ilmi istismar ederek bu milleti aldattığını belirten Erdoğan, “Milleti himmet diyerek soydular soğana çevirdiler. Şimdi her şey meydana çıkıyor. Daha çok şeyler çıkacak. Daha noktayı koymuş değiliz, bu bir virgüldür. Daha devam ediyoruz. Rehavet yok, gevşemek yok, kararlı bir şekilde bu süreci devam ettirmek durumundayız.” diye konuştu.
Erdoğan, bu kanser hücresinin farklı olduğunu vurgulayarak, her yere sirayet eden bu virüsü tamamıyla temizlemek durumunda olduklarına değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:
“Mevlana’nın pergel benzetmesinde olduğu gibi bir ayağımızı Anadolu’ya sıkı sıkıya basmak, diğeriyle tüm dünyayı dolaşma, tüm mağdurları, mazlumlara, garip çıkma iradesinin ifadesi olarak ortadayız. Türkiye’ye sıkı sıkıya sahip çıkamazsak, diğer hedeflerimizi, diğer projelerimizi zaten hayata geçiremeyiz. Meydanı ne FETÖ’ya ne PKK’ya ne DAİŞ’e ne de başka terör örgütlerine, ihanet çetelerine asla bırakmayacağız. İstiklal Marşımızda ifade edildiği gibi yurdumuzun üzerinde tüten en son ocak sönmeden kimsenin bu bayrağı indirmeye, bu milleti esir almaya, bu vatanı işgal etmeye gücü yetmez. Ecdadımız, yüreği, bileği, kanı ve canı pahasına bu vatanı bize emanet etti. Biz de 15 Temmuz’da aynı bedeli ödeyerek ülkemizi gelecek nesillere bırakma kararında olduğumuzu gösterdik. Milletimle iftihar ediyorum, bu millet birliğini, beraberliğini muhafaza ettiği sürece Allah’ın izniyle Türkiye’nin önünde kimse duramaz.”
YENİKAPI MİTİNGİ
Pazar günü İstanbul Yenikapı Meydanı’nda Cumhurbaşkanlığı olarak “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” düzenleyeceklerini anımsatan Erdoğan, parti şu bu ayrımı yapmaksızın mitinge bütün milletin davetli olduğunu ifade etti.
Başta TBMM Başkanı İsmail Kahraman olmak üzere AK Parti, CHP ve MHP genel başkanlarını da mitinge davet ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Çünkü bu milli birliğimizin ifadesi olmak üzere mesajlarımızı orada birlikte verelim istedim.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinge Türk bayrağından başka bir bayrağın asla gelmemesini istedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki oda ve borsa başkanları ile istişare toplantısındaki konuşmasında, Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde Türk bayrağından başka bayrak istemediklerini, meydanın hepsinin Türk bayrağıyla doldurulması gerektiğini belirtti.
KKTC ve Azerbaycan’ın da Türkiye’nin aile fertleri gibi olduğunu anlatan Erdoğan, bu ülkelerin bayraklarının pazar günkü mitingde dalgalanabileceğini bildirdi.
Erdoğan, şu ana kadar MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bu davete icabeti haberini aldıklarını, kendisine teşekkürlerini ileterek, “Ben tabii aslında Sayın Kılıçdaroğlu’nun da orada olmasını istiyorum. Onlar da bir heyetle katılacaklarını şu anda açıklamış durumdalar. Öyle zannediyorum ki durumu tekrar gözden geçirir ve onlar da pazar günü Yenikapı’da olma kararını verirler.” ifadelerini kullandı.
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ihanet şebekesinin, 17-25 Aralık ile adliye ve emniyet başta olmak üzere bürokrasideki gücünü kırma yönünde ciddi adımlar atıldığına, bunun devam edeceğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
“15 Temmuz ile bu sinsi örgütün Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki yapılanması da deşifre olmaya başladı. Şu anda yakalananlar, buz dağının görünen yüzü, diğerleriyle ilgili çalışmalar sürüyor. Şüphesiz bu örgütün bir de iş dünyası ayağı var. En güçlü oldukları yer belki de orası. Çünkü kuraldır, finansı olmayan hiçbir proje başarıya ulaşamaz. Bu eli kanlı örgütün iş dünyası içindeki tüm bağlantılarını, tüm düzenini, tüm akarlarını tamamen kesmekte kararlıyız.
Kimsenin gözünün yaşına bakacak durumumuz yok, acırsanız acınacak hale gelirsiniz. Biz bunlara hep ne yazık ki ‘bunlar eğitimle uğraşıyorlar, bunlar şöyledir, böyledir…’ Bu anlayışla yaklaştık ve destekler verdik. Dün de söyledim din şurasında; ‘Rabbim’den ben de af diliyorum, milletimden özür diliyorum’ dedim. Çünkü burada hata yapmışız. Olaya biz tabii samimiyetle baktık ama ne yazık ki karşımızdakilerden bunu görmedik. Eğer bundan sonra biz, bu dediğim adımları atmazsak, şehitlerimize gazilerimize, canları pahasına silahların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına çıkan milletimize hesap veremeyiz.”
“O KURŞUNU FİNANSE EDENİ DE AFFETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “FETÖ’ye aktarılan her kuruş, bu millete sıkılmak üzere namluya sürülmüş bir mermidir. Millete kurşun sıkanı nasıl affetmiyorsak, o kurşunu finanse edeni de affetmeyeceğiz.” diyerek, şunları söyledi:
“Artık bu yapının her okulu, her dershanesi, her evi birer terör yuvası, her şirketi, her derneği, her vakfı birer terör organizasyonudur. Bu hain yapıyla ve mensuplarıyla ilgili olarak hala ‘ama, fakat’ diye başlayan cümleler kurmayı sürdürenler, benim indimde gönlü onlarla birlikte olanlardır. Şu gerçekleri artık herkes kabul etmelidir; bu adamlar katildir, çünkü ellerine masumların kanı bulaşmıştır.
Bu adamlar riyakârdır, çünkü ikiyüzlülük karakterleri haline dönüşmüştür. Bu adamlar sinsidir çünkü her işlerinin, her sözlerinin gerisinde başka niyet vardır. Bu adamlar hırsızdır, çünkü sınav sorularını çalarak, usulsüz atamalar yaparak milyonlarca insanın geleceğini çalmışlardır. Silahlı kuvvetleri böyle ele geçirmişlerdir, emniyet teşkilatımızı böyle ele geçirmişlerdir, yargıyı böyle ele geçirmişlerdir, devletin kurumlarını böyle ele geçirmişlerdir. Bu adamlar gaspçıdır, çünkü iş adamlarından ve esnaftan tehditle, şantajla, ‘himmet’ adı altında çok büyük paralar toplamışlardır. Belki aramızda da bunun muhatabı olanlar vardır.”
“PENSİLVANYA’DAKİ ÜST AKIL DEĞİL, O KADAR KAFASI ÇALIŞMAZ”
FETÖ’ye mensup kişilerin “hain” olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu yapının dünyanın her köşesinde kendi ülkesini ve milletini karalamak için çalıştığını bildirdi. Erdoğan, bu adamların maşa olduğunun altını çizerek, “Çünkü yaptıkları işlerin kahir ekseriyeti kendilerinden ziyade başka birilerine, her zaman söylüyorum, ‘üst akla hizmet etmeye yöneliktir’. Yoksa o Pensilvanya’daki üst akıl değil, o kadar kafası çalışmaz. Üst akıl başka, ne demek istediğimi herhalde anlıyorsunuz.” diye konuştu.
Erdoğan, “Bu adamlar fasıktır” diyerek, “Çünkü yüce dinimizi sadece istismar etmekle kalmamış aynı zamanda kendi örgüt çıkarları için tahrif etmeye yeltenmişlerdir. Şimdi soruyorum sizlere; ‘Bu ihanet şebekesinin ve mensuplarının arkasında durmak için aklı, izanı, vicdanı, ahlâkı, imanı olan herhangi bir kişinin nasıl bir sebebi olabilir?’ Kuran’ı Kerim’de Rabbimiz onlarca defa biz insanlara, ‘akletmez misiniz, düşünmez misiniz’ diye soruyor. Ben de sizlere soruyorum; karşımızdaki bu açık fotoğrafa rağmen aklını kullanmayan aynı ihanete ortak olmaz mı?” şeklinde konuştu.
Yaşananlardan ders almadıkları gibi hala “şu günü bekleyin, bu günü bekleyin” şeklindeki hezeyanlarıyla kendi taraftarlarına moral vermeye, milleti tehdit etmeye çalıştıklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
“Şimdi de ’14 Ağustos’u bekleyin’ diyorlar. Biz namert değiliz, biz mertiz mert. Biz, seferle emrolunduk zaferle değil. Zafer, hakimler hakimi olan Allah’a aittir. Biz şu anda seferdeyiz. Alçaklık bir karakter meselesidir. Zaman ve mekân sınırı taşımaz. Şahsiyetiniz kirlenmişse günün 24 saati, yılın 365 günü ihanetinizi dışa vurabilirsiniz. Attıkları her adım onları içinde bulundukları foseptik çukurunda biraz daha aşağıya çekiyor ve daha da çekecek. Yedikleri her darbe, onların çirkin yüzünü daha da ifşa edecek, daha neler çıkacak. Milletimiz onların boylarının ölçüsünü aldı, ölçtük, boyları ne kadar belli.”
BRE DANGALAK, BU BİR ŞİRKTİR
Şimdi çıkıyorlar sıkılmadan utanmadan o bize şah damarından daha yakın diyor, bre dangalak, şarlatan Allah ayetinde buyuruyor ben size şah damarınızdan bile yakınım diye. Bu bir şirktir. Bu bir küfürdür. Pensilvanya’yı tanrılaştırıyorsun. FETÖ mensupları sadece ve sadece Pensilvanya’daki şarlatana inanıp ona göre yaşıyor. Dünyaları ile beraber ahiretlerini de yaktıklarının farkında değiller. Kitaplar yazıyormuş, sözde eserleri varmış. Diyanet işleri Başkanı’mıza da söyledim. Bunun sözde eserlerini Din İşleri Kurulu’na verin, bir incelesinler. Bu kitapların içinde bizim dinimizle bağdaşmayan bir çok tanım var. Ondan sonra’da “FETÖ’nün günah galerisi” diye bir kitap yayınlayın.