12:02 - Yabancılara konut satışında rekor!
15:11 - Elektrikli süpürge devi otomobil üretecek!
14:15 - TÜRGEV’in sunucuları hacklendi!
12:59 - Twitter’da devrim gibi yenilik!
13:02 - Kaybolan Honor modelini bulana ödül!
11:23 - Uzun zamandır beklenen Samsung Galaxy A8 güncellemesi geldi
15:06 - YSK’dan flaş KHK’lı seçmen kararı!
Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Tarım Projesi toplantısında terör örgütlerine ve onlara yardım edenlere sert tepkide bulundu ve ‘Dünyayı dar etmezsek yazıklar olsun bize’ dedi. Erdoğan AB’nin terör örgütlerine karşı tutumu konusunda ‘Yıl sonuna kadar sabredel
Başbakan Binali Yıldırım, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılacak “Milli Tarım Projesi” toplantısına açıklamalarda bulundu. Ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan toplantıda konuşma yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından notlar;
* Milletin evine sığmayıp şu an dışarda toplantımızı izleyen değerli kardeşlerim değerli misafirler sizleri en kalbi duygularımla hasretle muhabbetle selamlıyorum. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığımız tarafından uygulamaya sokulan Milli Tarım Projesi’nin hayırlı olmasını temenni ediyorum.
* Rahmetli Aşık Veysel ne güzel söylemiş; Dost dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır. Beyhude dolandım boşa yoruldum, benim sadık yarim kara topraktır. Sadık yarimiz olan toprağa hakettiği değeri vermezsek top yekün insanlığın geleceğini tehdit altına sokmuş oluruz.
* Rabbim bizlere topraktan yaratıldığımızı ve toprağa döneceğimize haber veriyor. İnsanoğlunun hayatta kalmasını sağlayan hususların başında tarım ve hayvancılık başarısı denk geliyor. Bunların üretimini beceremeseydi insanoğlu hayatına devam edemezdi.
‘BU PROJEYE SAHİP ÇIKMALIYIZ’
* Hayatımızı sürdürmek için ihtiyaç duyduğumuz ürünlerin belli meslekler tarafından yürütülmesi bizler için çalışmalar sağlar. Bu hususları tekrarlamamın sebebi ülkemizde tarım ve hayvancılığın önemli olduğunu ifade etmektir. Milli Tarım Projesi gerçekten de her türlü takdir ve desteği hakediyor.
* Havza bazlı ve yerli üretimi destekleyen bu projeye sahip çıkmalıyız. Anadolu dünyanın en kadim tarım ve hayvancılık coğrafyası olmasına rağmen olmamız gereken yerin uzağındayız. Topraklarımız var ama yeterli teknik destekle hakkıyla değerlendiremiyoruz.
* Meralarımız var ama et fiyatları almış başını gidiyor, ithalat yapıyoruz. Topraklarımız konusunda azotlu gübreyle topraklarımızı mahvettik. Çamurlanıyor. Tüm hastalıkların temelinde bu yatıyor. Doğal gübreye dönmek zorundayız. Kimyevi azotun tehditinden tarımsal gıdalarımızı kurtarabiliriz.
‘DOMATES VE BİBER RAKAMLARI SÖYLENİNCE ÇOK AĞRIMA GİDİYOR’
* Türkiye yüzde 4,7 büyürken, yüzde 2 oranında tarım büyümüştür. İthalat artışı ihracat artışın üzerine çıkmıştır. Avrupa’da bir numara olmamız gerçek potansiyelimiz anlamına gelmiyor. Gıda ve et ithalatı yapıyorsa bir sorun olduğu anlamına gelir. İnşallah Milli Tarım Projesi ile bu sorunların çözümü konusunda önemli adımlar atmış oluyoruz. Plansız programsız işle arz açığı ya da fazlası bu sıkıntının geride kalacağına inanıyorum.
* İllerimize ve hayvan türlerine göre fiyatların dengelenmesi ve ithalatın azalması konusuna ulaşacağımızı biliyorum. Enflasyonun sebebi gıda rakamlarıdır. Domates biber rakamları söylenince ağrıma gidiyor. Domatesten biberden dolayı enflasyondan etkilenmemiz lazım.
’19 SEBZE ÇEŞİDİ NEDİR YA?’
* Bizim sebzede çeşitlerimizin artması lazım. 19 sebze çeşidi nedir ya? Bunu artıracağız. Bu topraklardan çok sebze gelir. Meyve çeşitlerimizi artırmamız lazım. Derde deva. İnşallah bu olacak. Adamlara gidiyorsun bakıyorsun masaya peynirlerin envayi çeşitlerini getiriyor. Bacılarım bizde de olur mu? Olur. Envayi çeşit peynir üreteceğiz ve dünyaya pazarlayacağız.
* Osmanlı’yı ayakta tutmanın yolu iaşecilik sistemiydi. Bizim de fiyatları dengede tutacak bir sistem oluşturmamız lazım. Teşvikler var, ne kalıyor çalışmak. Peygamberlerin mesleği olan çiftçilik ve çobanlığı bilgilendirmeyle teşvik ederek ülkemizde hakettikleri konuma getirmeliyiz. Çobanlık deyip hafife almayın.
‘ BEN DE BİR ÇOBANIM’
* Çobanlığın felsefesini anlamayan insan yönetemez. Ben de bir çobanım. Hepiniz çobansınız, hepiniz güttüklerinizden mesulsunuz buyuruyor Peygamberimiz. Anlamayan anlamaz. Anlamayanların geldiği durum belli. Biz işimize bakalım. Bize eğilmek yakışmaz, biz sadece Rüku’da eğiliriz.
* Kardeşlerim sizler gayet iyi bilirsiniz. Tohum toprağa düşmeden can bulmaz. Toprağa düşen tohumdan kaliteli ürün istiyorsanız gübresinden suyuna kadar tüm ihtiyaçlarını karşılamalısınız. Devletler için de geçerli Anadolu Selçuklu, Alparslan’la bu topraklarla yetişmiştir. Osmanlı’da izi takip edilerek kurulmuştur. Cumhuriyet de Osmanlı tohum varlığından vücut bulmuştur. Ecdadımız gittiği her yerde toprağı bereketli kılmanın çabası içinde olmuştur.
* Sadece biraz suya, gübreye, emek, kardeşlik tohumlarının yeniden yeşertilmesine ihtiyaç vardır. 14 yılda Balkanlardan Orta Asyaya Afrika’ya kadar gönül köprüleri kurma çabasındayız. Geçtiğimiz cuma Belarus’ta Minsk Camii’nin açılışını yaptık, eksi 8 derecede. Tarihimizde sömürgecilik olmadığından birlikte kazanacağımız projeler teklif ediyoruz. Her türlü riski göze aldık. Hem kendimiz hem de tüm mağdurlar için bu gayretleri gösterirken birileri de ülkemizi terörle yakmak için uğraşıyor.
‘DOĞU’YA BAKIN, ORTA ANADOLU’YA BAKIN’
* Terör örgütleri aynı amaçla saldırıyor. Kimi tüfekle, kimi fitneyle. Başka yerlerde tıkır tıkır işleyen planların Türkiye’de neden boşa çıktığını bilmiyorlar. Bu millet aziz bir millet. Bu millet yüce bir millet, farklı bir millet. Türkiye’yi devletlerden devlet sananlar, milletlerden millet sananlara yanıldıklarını 15 Temmuz’da bir kez daha gösterdik. Çiftçi kardeşlerimiz de neler yapabileceklerini gösterdiler. Ekranda izledik zekaya bak, ne yaptı, tarlasını yaktı. Niye yaktı F16’lar nerede kim var göremesin.
* Kardeşimize milletim adına teşekkür ediyorum. Sağolsun varolsun. Kimisi traktörüne atladı. Biçer döverimle beraber. Senin F16’ın varsa benim de traktörüm var. Senin helikopterin varsa, benim kamyonum var. Hepsi anında. Benim hanım kardeşlerim de boş durmadı.
* Darbe girişimi sonrası samanlarını ateşe verene tazmini teklif edildiğinde biz o samanları Allah için yaktık diyerek Türk milletinin asaletini gösterdiler. 9 çiftçimiz şehit olmuştur. Pek çok çiftçimiz saflarını belli etmiştir. Böyle bir millete kim diz çöktürebilir. Böyle bir millete kim teslim olabilir. Doğu’ya bakın Orta Anadolu’ya.
‘DÜNYAYI DAR ETMEZSEK BİZE YAZIKLAR OLSUN’
* Derik’te teröristler tarafından katledilen Kaymakam ve Bakanlıkça görevlendiren Muhammed Safitürk kardeşimizin cenaze törenine katıldık. Yürekleri sızlatan bir görüntüydü. Metanetleri geleceğimize olan güvenimi güçlendirdi. Aynı zamanda mücadele azmimizi de biledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Başkomutanı ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı olarak şu mesajı vermek istiyorum. Hiçbir şehidimizin kanını yerde koymadık, koymayacağız.
* Türkiye’ye yönelik her saldırıya öyle bir cevap vereceğiz ki akıllarından dahi böyle bir düşünceyi geçiremeyecekler. Bu ülkenin askerini polisini kaymakamınını herhangi bir memurunu öldürenlere ve yardım edenlere dünyayı dar etmezsek yazıklar olsun.
‘YIL SONUNA KADAR SABREDELİM, ONDAN SONRA MİLLETE GİDELİM’
* Hepsi hukuk çerçevesinde hakettiği cezaya kavuşacak. Ne dedim biz şu an Hükümetimiz ve MHP idamı görüşmekten yanalar. Parlemento bu kararı aldığı anda bana da onaya geldiğinde ben bu kararı onaylarım. Ondan sonra referandum olduğu için millete gelecek. Asıl olay merciyi sizsiniz; millet. Batı ne diyor idam olmaz. Nereden bunu konuşuyorsunuz diyor; Ey Batı bu milletin kaderi sizin elinizdedir. Bugün dünyanın büyük çoğunluğunda da bu var. Kimsin sen ya, kimsin? Nesin sen, sen Türkiye adına ne zamandan beri karar verme yetkisine sahip oldun. Sen veya siz nasıl olur da Türkiye hakkında karar verirsiniz. Türkiye’yi tanımamışsınız, çevirdiğiniz fırıldaklar Türkiye adına değil. Bu millet kendi kararını kendi verir, kendi göbeğini kendi keser. Avrupa Birliği Parlementosundaki terör örgütleri temsilcilerini temizleyin. O zaman görün.
* AB önce verdiği sözleri tutsun. Terör örgütü Avrupa’da cirit atıyor. Onlara her türlü desteği vereceksiniz, Türkiye’ye de müzakereler durdurulacak diyeceksiniz. Geç kaldınız ya, hemen kararınızı verin. Yıl sonuna kadar sabredelim, ondan sonra millete gidelim.
‘SENİN HER YERİN YAPTIRIM OLSA NE YAZAR?’
* İngiltere bile milete gitti, millet ne yaptı İngiltere’de çıkalım dedi ve çıktılar. Suriye’de Irak’ta mültecilere verdiğimiz destekle yaptığımız harcama 15 milyar dolara ulaştı. Siz verdiğiniz hiçbir sözü tutmadınız ki nereye yürüyeceğiz. Bunlar dürüst değil, biz dürüst olanlarla yürüyeceğiz. Birileri kendi akıllarınca bize bu coğrafyayı dar etmek istiyorlar. Terbiyesize bak ya yaptırım uygularız diyor, senin her yerin yaptırım olsa ne yazar? Geç kalıyorsun geç. Onların kullandığı ne kadar maşa, hain varsa hepsinin başını eziyoruz, ezeceğiz. Onların topu cehennem çukurunda yansın. Asya’dan Avrupa’ya gizli saklı hiçbir şey kalmayacak.
* Arif Nihat Asya çok güzel demiş; Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü. Işık ışık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı; Barışın güvercini, savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim. Senin altında doğdum. Senin altında öleceğim. Tek millet, vatan, bayrak ve devlet diyerek devam ediyoruz.
* Bize olmaktan ya da ölmekten başka şans tanımayanlara öyle bir cevap vereceğiz ki görmeyen duymayan kalmayacak. Dünya 5’ten büyüktür demeye devam edeceğiz. 2023 hedeflerimizi gerçekleştirmek için gece gündüz çalışmalarıma devam edeceğiz. 2053 vizyonumuzla torunlarımızın önünü biz hazırlayacağız. Yeni Türkiye 2200 yıllık devlet geleneğimizin, coğrafyamızdaki 1000 yıllık varlığımızın temeli olacak. Gözü yaşlı anaların babaların haklarını helal ettirebiliriz. Bizden sonraki nesillere olan vazifemizi yerine getirmiş oluruz. Nasırlı elleri, alınterleriyle çiftçilerimizi muhabbetle selamlıyorum.
Başbakan Yıldırım’ın konuşmasından notlar;
* Aslında tarım sektöründe havza çalışmaları köklü değişikliği işaret ediyor. Biz diyoruz ki kafana göre değil havzana göre. Bir bölgede pamuk ekildiyse öbür bölgede buğday pirinç ekilecek.
*Bütün il ve ilçelerimizi kapsayan bir çalışma yapıldı. Bugün çiftçinin elinde bir rehber var. Nerelere hangi ürünlere ekersek oralardan destek alacağız.
* Çiftçi yaptığı işten memnun değilse bir yerde bir yanlış var demektir. Bakanımız bütün detayları anlattı. Tarım sektörüne tam 90 milyar TL destek verdik. Tarım sektörü bunu hakediyor. Bu destekler daha fazla olmalı. Tarım sektörü gelişme sağlayan desteklerin başında olmaya devam ediyor.
‘YILDA İKİ KEZ ÖDENECEK’
* Bu destekler yıl boyu küçük küçük rakamlarla veriliyor. Parça pinçik vermek yerine yılda iki sefer; bir ekerken bir de biçerken, nisan-mayıs ve eylül-ekimde vererek bu işi sadeleştirelim. Yani aldığından da bir şey anlasın çiftçilerimiz. Bu karar önemli bir karar.
* Bir yıl içinde 14-15 milyar destek yapacağız. Bir yarısını nisan-mayıs diğer yarısını eylül ekimde vereceğiz. Siz de işinizi ona göre yapacaksınız. Tarım sektörümüzün birçok ihtiyacı sorunu var.
‘DEPONUN YARISI SİZDEN YARISI BİZDEN’
* İki önemli gider kalemi var. Maliyetleri iki önemli kalem olan gübre ve yakıtta azalmalara gideceğiz. Gübrede KDV’leri kaldırdık. Tarım Kooperatifleriyle ayrıca ucuzladı. Gübrede mesafe aldık.
* Mazot için de diyoruz ki deponun yarısı sizden yarısı bizden. Hayırlı uğurlu olsun. Sulamayla ilgili problemlerimiz var. Sulama ve toplulaştırma. Bir toplulaştırmayı hızlandırmalıyız. Miras nedeniyle büyük tarlalar bölünüyor, kimsenin işine yaramıyor. Mirasla bölünmeye yönelik kanuni düzenleme de yaptık.
* 2023’e kadar 7 milyon hektar tarım arazisi toplulaştıracağız. Bakanlar Kurulu olarak aldığımız kararla sulamada sorumluluğu Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na veriyoruz. Tarlalarda kapalı sulama her türlü sulama işinin sorumluluğu Tarım Bakanlığımızın olacak.
‘184 OVAMIZI KORUMA ALTINA ALIYORUZ’
* Milli Tarım Projesi’nin bir de hayvancılık tarafı var. 12 milyondan 23,5 milyona çıktı. Yine önemli bir mesafe kaydetti. Bugüne kadar Avrupa’nın en büyük tarımsal hasılasına sahip Türkiye. 3. büyük Tohum Gen Bankası’nı da ülkemizde kurduk.
* Damızlık hayvancılığını önemsemeliyiz. Hayvancılıkta kendimize yetecek bir ülke haline gelmeliyiz. Tarım alanlarımızın korunmasına yönelik 184 ovamızı koruma altına alıyoruz. Buralara fabrika ve bina yapılmayacak. Bu alanlar dışında yapılacak. Şehirleşmede görüyoruz tarım arazilerinde beton binalar yükseliyor. Bereketli topraklar beton yığınına dönüşüyor.
* Buğdayla koyun gerisi oyun. Bizim beslenme geleneğimizde bu var. Diğerleri de önemli ama stratejik olarak en önemlisi bunlar. Gereken tedbirleri bu konuda alacağız. Meralarımız alçak terör elemanlarıyla değil, çobanlarımız çiftçilerimiz ülkemizin hayvancılığı ile daha da şenlenecek.
HABERTÜRK