12:02 - Yabancılara konut satışında rekor!
15:11 - Elektrikli süpürge devi otomobil üretecek!
14:15 - TÜRGEV’in sunucuları hacklendi!
12:59 - Twitter’da devrim gibi yenilik!
13:02 - Kaybolan Honor modelini bulana ödül!
11:23 - Uzun zamandır beklenen Samsung Galaxy A8 güncellemesi geldi
15:06 - YSK’dan flaş KHK’lı seçmen kararı!
Temmuz ayında Türkiye genelinde otel doluluk oranı yüzde 41.5’e İstanbul’da ise yüzde 40’ın altına düştü. Ancak ağustos ayında özellikle Arap turistler geçici de olsa İstanbul’a nefes aldırdı
Türkiye’de bu yıl art arda yaşanan olumsuz gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerin başında turizm sektörü geliyor. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), veri ve analiz şirketi STR Global’in hazırladığı ‘Temmuz 2016 Ülke Performans Raporu’nu açıkladı. Raporda, Türkiye otellerinde Temmuz 2016’da ortalama dolulukların, 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 33.5 düşüşle yüzde 41.5 olarak kaydedildiği açıklandı.
Temmuz ayında hem doluluklarda hem de fiyatlarda sert bir düşüş gözlemlenen raporda, Antalya’da yerli turistin olumlu etkisi gözlendi. En fazla düşüş kaydedilen şehir İstanbul olurken, İstanbul’da doluluk oranları Temmuz 2016’da yüzde 40’ın altını gördü. Fakat ağustosun sonuna doğru İstanbul’da özellikle Taksim, Şişli ve Eminönü bölgelerinde Arap turist yoğunluğu fark ediliyor.
TÜROB Başkanı Timur Bayındır da, her sene Ağustos sonu eylül başında bir yoğunluğun yaşandığını kaydederek, turistlerin özellikle Taksim bölgesini tercih ettiklerini belirtti.
Taksim’in merkezi noktasında yer alan Titanic Otel’in sahibi Mehmet Aygün de bu artışı doğruluyor. Aygün, son zamanlarda oteldeki doluluğun yüzde 75’e vardığını, bunun yarısını Körfez ülkelerinden gelen turistlerin oluşturduğunu kaydetti. Doluluk oranının artmasının turizme bir nebze de olsa nefes aldırdığını belirten Aygün, gelen misafirlerin ise genelde 3-5 günlük konakladığını belirtti.
‘TANITIM KAMPANYASI YAPMALIYIZ’
Timur Bayındır, bundan sonra sektör açısından yapılması gerekenleri inşaat faaliyetine benzeterek, önce zeminin düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin mutlaka iyi bir PR’cı (halkla ilişkiler uzmanı) ile çalışması gerektiğini vurgulayan Bayındır, “Biz dernekler olarak bunun altından kalkamayız ama devletin bu gücü var. Bu gücü kullanarak dünya genelinde hızlı bir PR çalışmasına başlamak, imajımızı düzeltmemiz lazım. Arkasından seri olarak tanıtım kampanyasına geçmemiz gerekiyor” dedi.
HABERTÜRK