12:02 - Yabancılara konut satışında rekor!
15:11 - Elektrikli süpürge devi otomobil üretecek!
14:15 - TÃœRGEV’in sunucuları hacklendi!
12:59 - Twitter’da devrim gibi yenilik!
13:02 - Kaybolan Honor modelini bulana ödül!
11:23 - Uzun zamandır beklenen Samsung Galaxy A8 güncellemesi geldi
15:06 - YSK’dan flaÅŸ KHK’lı seçmen kararı!
AK Parti’nin ağır toplarından eski başbakan Ahmet Davutoğlu partisini topa tuttu. Sosyal medya hesabından bir açıklama yapan Davutoğlu, 31 Mart seçimlerini değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığının toplumun yarısıyla bir kopuş yaşadığını ifade eden Davutoğlu, MHP ile yapılan ittifakın da partiye zarar verdiğini ileri sürdü. Partinin temel değerler ve ilkeler düzeyinde bir savrulma yaşadığını iddia eden Davutoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları ise şöyle:
“31 Mart seçimleri basiret ve saÄŸduyuyla
incelememiz gereken önemli sonuçlar doğurmuş, dikkate almamız gereken önemli
mesajlar vermiÅŸtir.
Bu bağlamda partimizin ve ülkemizin geleceği ile ilgili tespitlerimi
milletimizin derin vicdanına arz ediyorum.
Temel değerler ve ilkeler düzeyinde yaşanan savrulma siyasi söylemimizi doğrudan etkilemiştir. Son yıllarda partimizin insan-odaklı, insan haklarına dayalı, özgürlükçü, reformcu, kuşatıcı, kendinden ve geleceğinden emin siyasi söyleminin yerini devletçi, güvenlikçi, statükocu ve salt beka endişelerine dayalı bir söylem almıştır.
Son seçimlerde alınan neticeler Cumhur İttifakı olarak dahi sahil kesimlerinden koparak İç Anadolu ve Karadeniz’e doğru daralan bir siyasal etkinlik alanına sıkışmakta olduğumuzu göstermektedir.
PARTİYİ YÖNETMEYE ÇALIŞAN PARALEL BİR YAPI ORTAYA ÇIKTI
Kendisini partimizin kurullarının üstünde gören ve adeta paralel bir yapı gibi partiyi yönetmeye çalışan bir odağın ortaya çıkması ve partinin seçilmiş yetkililerini ve kurullarını devre dışı bırakmaya kalkışması teşkilat kurumsallaşmasının özünü sakatlamıştır.
MHP Ä°LE Ä°TTÄ°FAK SÄ°YASETÄ° PARTÄ°MÄ°ZE ZARAR VERDÄ°
İttifak siyaseti partimizi dar bir siyasi dile ve kimliğe hapsederek, ülkenin her bölgesini ve toplumun her kesimini kucaklayan özgün duruşumuza zarar vermiştir.
Özetle bugün partimiz her açıdan bir yenilenme ihtiyacı içindedir.
SERT SÖYLEMLER TOPLUMSAL BARIŞI ZEDELEDİ
Cumhurbaşkanlığı sistemi ile birlikte gelen ittifak yapılanmaları beklenenin aksine siyasi yelpazedeki dağınıklığı gideremediği gibi siyasi kutupların oluşmasına ve toplumu bir arada tutan ortak değerlerin yıpranmasına yol açmış görünmektedir. Seçim sürecinde ittifak yapılarının cepheleştirici karakterinden kaynaklanan sert söylemler siyasi kutuplaşmayı tehlikeli boyutlara taşıyarak, toplumsal barışımızı ve ortak aidiyet bilincimizi zedelemiştir.
Yargının kontrol altına alınması çabası hangi gerekçeyle ve kim tarafından yapılırsa yapılsın en büyük suç olarak görülmelidir.
FETÖ İLE MÜCADELEDE SORU İŞARETLERİ VAR
FETÖ ile tavizsiz verilmesi gereken mücadelede farklı kişilere farklı kriterler uygulanması, yürütülen mücadeleye zarar vermektedir. Bu konuda hukukun en temel ilkesi olan ‘suçların şahsiliği’ ilkesi özenle korunmalıdır. Bazı durumlarda, örgüt okullarında okumuş, kardeş ya da akrabaları örgütün ve darbe sürecinin önemli elemanları arasında olan kişilerin en üst düzey devlet görevlerine atanmasında sakınca görülmezken alt düzey bir memurun yakınlarından birinin yine alt düzey bir ilişkisi sebebiyle işten çıkarılması kamu vicdanında FETÖ ile mücadele konusunda soru işaretleri oluşturmaktadır.
CUMHURBAÅžKANLIÄžI SÄ°STEMÄ° BEKLENTÄ°LERÄ° KARÅžILAMIYOR
Türkiye’nin sivil, demokratik ve bütüncül bir anayasa ihtiyacı her zamankinden daha fazladır. Sistem deÄŸiÅŸikliÄŸini içeren son anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸi paketinin TBMM’ye sunulmasından hemen sonra kaygı ve önerilerimi sözlü ve yazılı olarak Sayın CumhurbaÅŸkanımıza da arz etmiÅŸtim. Ne yazık ki geçen sürede yaÅŸadıklarımız bu endiÅŸelerimi haklı çıkarmıştır. Ãœzülerek belirtmeliyim ki yeni sistem, hem yapılanması hem de uygulama tarzı itibariyle milletimizin beklentilerini de karşılamamaktadır. Bu çerçevede, sistem deÄŸiÅŸikliÄŸine iliÅŸkin ciddi ve samimi bir muhasebe yapmamız gerekmektedir.
CUMHURBAÅžKANLIÄžI TOPLUMUN YARISIYLA KOPUÅž YAÅžIYOR
Demokratik baÅŸkanlık sistemlerinde gözlendiÄŸi gibi CumhurbaÅŸkanının parti üyeliÄŸine sahip olması bir sorun teÅŸkil etmemekle birlikte genel baÅŸkanlık görevinin de aynı kiÅŸi tarafından yürütülmesi hem devlet iÅŸleyiÅŸi hem parti kurumsallaÅŸması açısından sakıncalar doÄŸurmaktadır. CumhurbaÅŸkanı’nın seçimlerin birinci derecede tarafı olarak seçim ortamının gerektirdiÄŸi yoÄŸun ve çoÄŸu zaman da sert siyasi polemiklere girmek durumunda kalması, devlet geleneÄŸimiz içinde toplumun tüm kesimlerine eÅŸit mesafede durması gereken CumhurbaÅŸkanlığı kurumunun toplumun en az yarısı ile psikolojik bir kopuÅŸ yaÅŸamasına yol açmaktadır.”